
AMAÇ
Kaynaştırma/Bütünleştirme yolu ile uygulanan eğitim; bireyselleştirilmiş eğitim programları aracılığı ile özel gereksinimli ve normal öğrencilerin bir arada aynı öğrenme ortamında eğitsel ve sosyal yönden bütünleşmesini amaçlamaktadır ( Botour, 2019). Eğitimde fırsat eşitliği bağlamında değerlendirildiğinde Kaynaştırma/Bütünleştirme yolu ile eğitim sürecinden; özel gereksinimli öğrencilerin özel gereksinimlerine göre planlanarak, eğitim ortamlarının asgari düzeyde sınırlanması ile gerçekleştirilen bir sistem olarak bahsedilebilir (Batu ve Kırcaali İftar, 2020). Asgari düzeyde sınırlanan ortam, öğrencilerin ihtiyaç halinde destek eğitim hizmetlerinden faydalanması, program ve fiziksel ortamın öğrenci durumuna göre esnetilmesi sürecini ifade etmektedir (Diken ve Batu, 2020). Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'nde kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulamaları normal gelişim gösteren öğrenciler ile özel gereksinimli öğrencilerin aynı sosyal ortamda etkileşim içinde olması ve özel gereksinimi olan öğrencilerin performanslarının artırılması amaçlanmaktadır (MEB, 2018). Söz konusu eğitim süreci, aynı zamanda özel gereksinimi olmayan öğrencilerin toplumsal yaşamda aynı ortamları paylaşabileceği özel gereksinimli bireylere kaşı farkındalıklarının artmasını sağlamaktadır. Bu bağlamda değerlendirildiğinde kaynaştırma/bütünleştirme uygulamaları yoluyla sağlanan eğitim hizmetlerinin önemi ortaya çıkmaktadır (MEB, 2015 ).
Toplumun tüm bireyleri için olduğu gibi özel gereksinimli bireylerin de insanlar arası sosyal ilişki içinde bulunmak, herhangi bir çevreye ait hissetmek, ait olduğu çevre içinde değer görmek, sevilmek ve takdir edilmek en temel ihtiyaçlardandır. Bu ihtiyaçlar aynı zamanda insan olarak doğmakla başlayan temel bir haktır. Söz konusu ihtiyaçlar toplumsal olarak kalkınmanın zeminini oluşturmaktadır. Dolayısıyla özel gereksinimli öğrencilerin bu ihtiyaçlarının karşılanması toplumsal bir konu olarak görülmekle birlikte, bahsi geçen öğrencilerin öğrenim gördükleri okullarda, gereksinimleri doğrultusunda bir takım önlemler alınmalıdır(Göksu, & Çevik, 2004). Kaynaştırma eğitime yönelik olarak yapılan çalışmalardan; Çerezci (2015), araştırmasında okul öncesi eğitim kurumlarını kaynaştırma eğitimi açısından değerlendirmiş, özel gereksinimli çocuklar için sunulan destek eğitim hizmetlerinin, sınıftaki öğrenme ortamlarının ve öğretmenlerin söz konusu öğrencilere yönelik ortamının ve bilgi seviyelerinin yetersiz olduğu sonucuna ulaşmıştır. Benzer bir şekilde Koçyiğit (2015) araştırmasında kaynaştırma eğitimi uygulamalarını ebeveyn ve öğretmenlerin görüşleri açısından incelemiş ve eğitim sürecinde eksik materyal olduğu, sınıfların kalabalık olduğu, yönetici-ebeveyn ve öğretmen kaynaklı sorun yaşandığı sonucuna ulaşmıştır. Pektaş ve Çanaça, (2023)'ya göre "Sınıf öğretmenliği mezunu olan öğretmenlerin büyük bir kısmının, lisans dönemlerinde kaynaştırma öğrencilerine yönelik ders almadıkları görülmektedir. Bu durum sonucunda sınıfında kaynaştırma öğrencisi bulunan ya da kaynaştırma öğrencileri ile karşı karşıya kaldıklarında kaynaştırma eğitim hakkında eğitim almamış olmalarının eksikliğini yaşadıkları görülmektedir". Bu bağlamda kaynaştırma/bütünleştirme eğitimi konusunda öğretmenlerin donanımlarının artırılması, alternatif uygulamalar ile söz konusu eğitim sürecine dinamizm katmaları önemli olarak görülmektedir.
Ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ilimizin daha etkilendiği, büyük yıkımların gerçekleştiği art arda iki deprem yaşanmıştır. 'Asrın Felaketi' olarak kayıtlara geçen depremlerden Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elâzığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerimiz etkilenmiştir. (Özel ve Ersoy, 2023; Şen, 2023). Yaşanan afet sonrasında insanların yaşam alanları tahrip olmuş, insanlar yaşam alanlarını geride bırakarak başka şehirlere zorunlu göç etmek durumunda kalmıştır. Böylelikle öğrenciler için okul nakil süreçleri söz konusu olmuştur (Yenişafak, 2023). Kabasakal ve Aksoy'a (2023) göre afetlerin ardından öğrencilerin yaşam düzenleri büyük ölçüde değişebilmektedir. Bu değişim sebebiyle dezavantajlı birçok öğrenci eğitim hayatına devam etmekte çeşitli zorluklar yaşayabilmektedir. Eğitim hayatına göç nedeni ile başka illerde, farklı sosyal çevrelerde devam etmek durumunda olan kaynaştırma/ bütünleştirme öğrencileri için, göç ettikleri bölgelerdeki uyum süreci oldukça önem taşımakla birlikte güçlüklerle dolu bir süreçtir.
Deprem sürecinden çocuklar en fazla etkilenen gruplar arasındadır (Çakır & Atalay, 2020). Alanyazın incelendiğinde özel gereksinimi olan bireylerin sosyal uyum problemleri yaşadıkları ile ilgili sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda (Çayır ve Koçbekir, 2010; Aykara,2011; Özgönel ve Girli,2016; Özel, Akman, Erol ve Demirci,2022;Yıldırım,2022) özel gereksinimi olan öğrencilerin var olan dezavantajlarına ilaveten afet yaşadıkları gerçeğinden yola çıkılarak, fiziksel, duyusal, bilişsel, duygusal, sosyal ve iletişimsel zorluklarının daha da arttığı söylenebilmektedir (Aksoy ve Kabasakal, 2023). Özel gereksinimi olan ve afetlerden etkilenen, bir bakıma çifte dezavantajlı diyebileceğimiz bu grup düşünüldüğünde, alandaki çalışmaların artırılmasının önemli olduğu düşünülmektedir. Ülkemizde afet sonrası müdahalede psikososyal destek öne çıkmakla birlikte bu hizmetlerde sınırlılık olduğunu söylemek mümkündür. Bu sınırlılığı afetler sonrası risk gruplarına yönelik sosyal yardım ve hizmetleri olarak açıklayabiliriz. Afet sonrası tüm bireyler için sosyal yardım ve hizmetlere ihtiyaç duyulurken risk grupları olarak adlandırılan engelliler, yaşlılar, kadınlar, çocuklar gibi dezavantajlı gruplar afetlerde sosyal yardım ve hizmetlere özel gereksinim duyarlar. Türkiye'de afetler sonrasında gerçekleştirilen sosyal yardım ve hizmetlerin planlanmasında risk grupları özelinde bir planlama yapılmadığı görülmektedir (Altun, 2016). Ülkemizin jeolojik yapısı itibari ile deprem riskinin en fazla görülebilecek afetlerden olması ve eğitim hayatına göç nedeni ile başka illerde, farklı sosyal çevrelerde devam etmek durumunda olan kaynaştırma/ bütünleştirme öğrencileri için, psikososyal müdahaleler yanında alternatif yenilikçi yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır (Tapan, 2023). Afetzede özel gereksinimi çocuklara yönelik olarak müdahale programlarının oluşturulması ve bu programlara ergoterapi yaklaşımlarının entegre edilmesi ile destek sürecinin niteliğinin artırılabileceği düşünülmektedir.
Afete maruz kalan çocuklarda emniyet ve güvenlik kaybı, ebeveynlerinin ruh sağlığındaki değişimler, evden ve okuldan uzaklaşma, sosyal desteğin ve rutinlerin kaybı gibi durumlar görülebilmektedir. Ortaya çıkan bu olumsuzluklar karşısında Ergoterapistler ise çocukların baş etme becerilerini geliştirmelerine ve anlamlı rollerine, alışkanlıklarına ve rutinlerine katılımlarını geri kazanmalarına yardımcı olabilmektedir. Bu bağlamda proje ile psikososyal müdahalelere ek olarak afetzede özel gereksinimi olan çocuklara yönelik müdahalelerde ergoterapinin rolü ile ilgili farkındalık oluşturulması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda katılımcı öğretmenlere yönelik, özel gereksinimi olan bireylerin yaşadıkları sosyal uyum problemleri, afet durumu ile karşılaşan özel gereksinimi olan bireylerin çifte dezavantajına yönelik psikososyal müdahaleye destek olabilecek ergoterapi ile uygulamalı bir eğitim süreci planlanmıştır. Planlanan eğitim programı doğrultusunda aşağıdaki hedefler belirlenmiştir;
- Sınıflarında kaynaştırma/bütünleştirme eğitimi veren katılımcı öğretmenlerin, bu hizmetten yararlanan ve deprem gibi bir doğal afet yaşamış özel gereksinimi olan öğrencilerin sosyal uyumu ve sosyal gelişimi konusunda alternatif bir süreç olarak ergoterapi yaklaşımları bağlamında farkındalık kazanması,
- Sınıflarında kaynaştırma/bütünleştirme eğitimi veren katılımcı öğretmenlerin, bu hizmetten yararlanan ve deprem gibi bir doğal afet yaşamış özel gereksinimi olan öğrencilerin sosyal uyum konusunda karşılaştıkları güçlüklere yönelik bir tartışma ortamı aracılığı ile değerlendirmede bulunmak,
- Sınıflarında kaynaştırma/bütünleştirme eğitimi veren katılımcı öğretmenlerin afet sonrası özel gereksinimi öğrencilerin ihtiyaçları, travma, stres bozukluğu ve psikososyal problemler konusunda bilinçlendirilmesi,
- Sınıflarında kaynaştırma/bütünleştirme eğitimi veren katılımcı öğretmenlerin, özel gereksinimi olan afetzede öğrenciler için ergoterapi uygulamaları bağlamında (Progresif Gevşeme-Görsel imgeleme ve zihinsel gelişme vs.) okula dönüş süreçlerinin yönetilebilmesi için farkındalık ve deneyim kazanması,
- Sınıflarında kaynaştırma/bütünleştirme eğitimi veren katılımcı öğretmenlerin, bu hizmetten yararlanan ve deprem gibi bir doğal afet yaşamış özel gereksinimi olan öğrencilerinin sosyal uyumunu arttırmak için bireyselleştirilmiş eğitim planları ve bireyselleştirilmiş öğretim planları hazırlayıp uygulama konusunda deneyim kazanması,
- Sınıflarında kaynaştırma/bütünleştirme eğitimi veren katılımcı öğretmenlerin, ergoterapi yaklaşımları bağlamında yaratıcı drama etkinlikleri ile bütünleştirilmiş uygulamalar yaparak deneyim kazanması
- Sınıflarında kaynaştırma/bütünleştirme eğitimi veren katılımcı öğretmenlerin, ergoterapi yaklaşımları bağlamında oyunun terapötik önemi konusunda farkındalık ve deneyim kazanması
- Sınıflarında kaynaştırma/bütünleştirme eğitimi veren katılımcı öğretmenlerin, , özel gereksinimi olan afetzede öğrencilerin duyusal ihtiyaçları ve eğitim ortamlarında öz düzenlemeyi destekleyen uygulamalı yaklaşımlar (sınıf içi duyusal strateji ve faaliyetler) konusunda ergoterapi bağlamında farkındalık ve deneyim kazanması